Ad Code

Responsive Advertisement

BİLİNMEYEN YER B:2

 

-“ Arkandaki kutuyu bana uzatır mısın?” diye sordu. Kadın işaret ettiği yerden aldığı kutuyu ona uzattı. Amcası bu kutuyu da Koray’ın eline tutuşturdu.

-“Bunlar benim için çok kıymetli.”

-“Amca, biz bunlarla ne yapacağız?” diye sordu Koray.

-“Beni daha fazla konuşturma. Zamanım az kaldı. İçinde ne yapman gerektiği yazıyor.” Diye yanıtladı amcası.

Koray sessizliği bozarak:

-“Seni hastaneye götürelim.” Dedi.

Amcasının huysuzluğunu biliyordu, kabul etmeyecekti bunu ama yine de şansını denemek istemişti. Amcası tam da tahmin ettiği gibi kabul etmedi doktora gitmeyi.

-“Benim zamanım doldu oğlum. Yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Sen bir an önce sana verdiğim kutudaki şeyleri tamamla. Senden tek isteğim budur. Şimdi gidin. Dinlenmek istiyorum.” Diye seslendi odadaki herkese. 

Orada bulunanlar sırayla çıktılar odadan. En sona Koray kalmıştı. Sıkıca amcasının elini tuttu. Hiçbir şey söylemeden bir müddet gözlerini kapatmış olan amcasının solgun yüzüne baktı. Çok yakın olmasalar da amcasının onu sevdiğini anlardı. Çocukları yoktu amcasının ve diğer kuzenlerinin arasında belki de en sevdiği oydu. Bütün bunları düşünerek amcasının elini yavaşça bırakıp odadan çıktı. Bu bir vedaydı, biliyordu.

Kapıda bekleyen Fuat’a :

-“Gel bakalım.” Dedi.

Fuat, komutanından emir alan bir asker gibi sorgulamadan Koray’ın peşinden gitti.  Hiç konuşmadan Koray’ın evine gelmişlerdi. Ayakkabılarını çıkarıp salona girdiler. Koray elindeki kutuyu eskimiş yazı masanın üzerine bıraktı. Birkaç saniye kutuya öylece baktı. Fuat hala ses çıkarmıyordu. Kutunun içinde önemli bir şey olduğunu anlamıştı. Sakince salonun kapısında bekledi. İkisi de içinden ne çıkacağını merak ediyordu. Korkuyla karışık bir meraktı bu.

Sonunda Koray dayanamadı ve yavaşça kutunun kapağını kaldırdı. Merakla Fuat da kutunun olduğu yere yöneldi. İçinde katlanmış kağıtlar duruyordu. Yıpranmış ve eski kağıtlar…

İçinden aldığı kağıtların bazılarını Fuat’a verdi Koray. Açtıkları kağıtları tek tek masanın üzerine yerleştirdiler. Yan yana koyduklarında bir harita olduğu çok belliydi. En ufak olan kağıtta da bir adres yazılıydı.

-“Amcam bu işin peşinden gitmemizi istedi Fuat” dedi Koray. “Onun bu son isteğini yerine getirmemiz gerek. Gelmek istemezsen anlarım. Sonuçta daha nereye gideceğimizi, nelerle karşılaşacağımızı bile bilmiyoruz.”

-“Geleceğim.” Dedi Fuat. “Ölmek üzere olan ve kıymet verdiğim bir insanın bizden son isteğini yerine getirmem gerek. Ne zaman yola çıkıyoruz ve nasıl gideceğiz?”

-“Araban vardı değil mi?”

-“Evet Koray ağabey.”

-“Onu hazırla. Birazdan yola çıkacağız.”

-“Hemen mi?”

-“Hemen çıkalım.”

-“Peki.” Dedi Fuat ve arabayı hazırlamak için evinin garajına gitti.

Koray da sırt çantasına lazım olacak eşyalarını koymaya başladı. Neyin lazım olabileceğini de pek bilmiyordu. Yiyecek işini de halletmesi gerekiyordu. Giderken bir marketin önünde durup bir şeyler alabilirlerdi. Bir yandan hazırlanıyor bir yandan da planlar yapıyordu. Bu ne haritasıydı tam anlayamamıştı. Belki de bir hazine haritasıydı. O zaman yanına kazma, kürek gibi aletler de alması gerekiyordu.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement